Google, yapay zekayı kullanarak iki farklı ülkenin mutfağını tek bir tarifle birleştiren yeni Food Mood aracını kullanıma sundu. Gerçek bir şefe ihtiyaç duymadan mutfakta yaratıcılığa ilham veren yapay zeka destekli bu aracın kullanımı oldukça basit. Eğlenceli bir füzyon tarifi oluşturmak için başlangıç, ana yemek, çorba veya tatlı seçeneklerinden birisini seçtikten sonra kaç kişiye servis etmek istediğimizi ve hangi iki ülke mutfağını sentezleyeceğimizi belirliyoruz. Food Mood tarifi kişiselleştirmek için vegan, vejetaryen ve glutensiz diyet seçenekleri sunmakla birlikte isteğimiz en fazla 3 tane malzemeyi de tarife eklememizi sağlamaktadır. Eşsiz tarifin neye benzediğine dair yapay zeka tarafından oluşturulan bir fotoğraf bile yer almaktadır.

Finlandiyalı Startup Three Mushketeers; mantar üretiminin yan ürünlerini, bitki bazlı gıdalardaki kötü tatları maskeleyen lezzetli bir toza dönüştürüyor. Three Mushketeers ekibinin belirttiğine göre, sürdürülebilir beslenme ve veganizmin giderek artan popülaritesine rağmen, tüketicilerin %60’ı hala bu ürünlerin tadını beğenmiyor.

Texcoco Üniversitesi’ndeki bir öğrenci, bal üretimini artırmaya yardımcı olmak için 3D baskılı arı kovanları geliştirdi.

Dünyanın en büyük drone üreticisi, hem büyük hem de küçük çiftliklerde hassas besin uygulamasına yönelik iki ürününü tanıttı. Agras T50 ve Agras T25. T50 daha büyük ölçekli yetiştirme operasyonları için özel olarak tasarlanmışken, T25 daha küçük tarlalar için uygun bir modeldir. Yapılan açıklamaya göre geliştirilmiş bu drone’lar, güçlendirilmiş stabilite ve artırılmış akış özelliklerine sahip olup, tarlalardan meyve bahçelerine kadar çeşitli uygulamalara olanak tanımaktadır.

Toronto merkezli bir ekip tarafından geliştirilen Micromart, AI destekli görüntü tanıma teknolojisini kullanarak herhangi bir yerleşim birimine veya ofis lobisine sığabilen bağımsız soğutucu dolaplar sunuyor. Bu yenilikçi çözüm, müşterilere akıllı telefonlarıyla ürünleri alıp ödeme yapabilmelerini sağlıyor ve birkaç saniyede işlemi tamamlıyor.

Washington State Üniversitesi araştırmacıları tarafından yürütülen ve eLife dergisinde yayımlanan yeni çalışmada, dünyanın en ölümcül bakterilerin bazılarında ‘bakteriyel vampirizm’ olarak adlandırılan insan kanına ilgi duyma şeklinde şaşırtıcı bir davranış keşfedildi. Bazıları gıda kaynaklı olan bu bakterilerin özellikle ilgi duyduğu kandaki kimyasallar arasında, insan kanında bol miktarda bulunan ve proteinli içeceklerde de yaygın olarak bulunan bir amino asit olan L-serin yer almaktadır.

Wamame Foods Inc., bitkisel bazlı ürün serisi Waygu ile tanınan bir şirket, yeni bir protein alternatifi olan Outlier Protein’i piyasaya sürdü. Bu ürün, sadece yedi içerik kullanılarak üretilmiş olup, pişmiş kıyma ile karşılaştırıldığında %64 daha yüksek protein içeriğine sahiptir.

Colorado Üniversitesi’ndeki bir araştırma, topraktaki mikropların hardal tohumlarının baharatlı tadını etkileyebileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, hardal bitkilerini farklı topraklardan gelen mikroplarla aşılayarak yaptıkları bir sera çalışmasıyla, topraktaki mikroorganizmaların bitkinin tadını etkileyebileceğini buldular.

Dünyadaki çikolatanın neredeyse yarısı Batı Afrika ülkeleri Fildişi Sahili ve Gana’ daki kakao ağaçlarından elde edilmektedir. Zararlı bir virüsün Gana’ daki kakao ağaçlarına saldırması %15 ile %50 arasında hasat kaybına neden olmuştur. Plos One dergisinde yayımlanan bir çalışmada, virüsün yayılmasını önlemek ve çiftçiler için maliyetleri yönetilebilir tutmak amacıyla aşılanmış ağaçları aşılanmamış ağaçlardan ne kadar uzağa dikilmesi gerektiğini belirleyen matematiksel modelleme teknikleri geliştirildiği belirtilmiştir.

Maş fasulyesi ve nohut proteini izolatlarının elde edilme yöntemlerinin proteinlerin özellikleri üzerinde etkisi incelenmiştir. Laboratuvar izolatlarının ticari izolatlara göre daha az protein denatürasyonuna ve daha yüksek çözünürlüğe sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca aynı ürünün farklı yöntemlerle elde edilen ticari izolatları arasında da viskozite ve termal özellikler gibi fonksiyonel özellik açısından değişiklik gösterebileceğine ulaşılmıştır.
Çalışmada köpürme ve emülsifiye etme gibi diğer fonksiyonel özelliklerin etkisinin belirlenmesi için diğer standart yöntemlerle ilgili verilere ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir. Böylece yapılan çalışmalarla protein izolatlarının elde edilme yöntemlerinin proteinlerin fonksiyonel özellikleri ile ilişkisi ve standardizasyonu amaçlanmaktadır.