Araştırmalar&Trendler
Reçelle Beraber Ekmek ve Kek Tüketiminin Aromaya Etkisi
Çilek reçellerinin ekmek veya kek ile birlikte tüketilmesinin aroma salınımında artışa ve narenciye aroma algısında azalmaya yol açtığı gözlenmiştir. Bu gıdalarla tüketilen reçellerin tek başına tüketilen reçellere göre daha çok çiğneme gerektirmesi ve dolayısıyla yüzey alanının artması sonucunda daha fazla aroma salınımına ve aromanın daha hızlı algılanmasına neden olduğu düşünülmektedir.
Her iki gıdanın in vivo aroma salınımını artırmasına rağmen, ekmeğin keke göre aroma yoğunluğu ve aroma salınım süresinde daha fazla artışa neden olduğu görülmüştür. Reçel gibi sosların katı gıdalarla birlikte tüketilmesinin sosların aroma yoğunluğunda azalmaya neden olduğuna ulaşılmıştır. Böylece yeni ürün geliştirme çalışmalarında reçel gibi sosların aroma algısına etkisi göz önünde bulundurularak bütün ürün üzerinde incelenmesinin duyusal önemi vurgulanmaktadır.Sürdürülebilirlik ve Lezzet Buluşması: Hücre Kültürlü Etin Yolculuğu
Geleneksel etin yerini alabilecek bir alternatif olarak parlayan hücre kültürlü et (HKE) yani hayvan hücrelerinden laboratuvar ortamında üretilen bir et alternatifi, sürdürülebilirlik vaadi ve et endüstrisinin dönüşümüyle birlikte dikkatleri üzerine çekiyor. Ancak, tüketicilerin bu yenilikçi ürünü ne kadar kabul edeceği ve lezzet olarak geleneksel etle ne kadar benzer olduğu merak konusu. Yapılan kapsamlı bir inceleme, HKE’nin duyusal özelliklerinin hala net olmadığını ve tüketicilerin bu yenilikçi ürünü ne kadar benimseyeceği konusunda belirsizlikler olduğunu ortaya koyuyor. Mevcut çalışmalar, HKE’nin tadı ve dokusu üzerine odaklanırken, gerçek etle tam olarak aynı olup olmayacağı hala bilinmiyor. Bu durum, HKE’nin gerçek potansiyelini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor ve gelecekteki et tüketiminin dönüşümünde önemli bir rol oynayabileceği düşünülüyor.
Tarım ve Gıda Endüstrisinde Dronlar Araştırması
Tarım ve gıda endüstrisindeki yenilikler artık havada yükseliyor! Son araştırmalar, lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde dron kullanımının bu sektördeki muazzam potansiyelini gün yüzüne çıkarıyor. Scopus ve Web of Science’dan toplanan 96 dergi makalesinin incelendiği çalışma, dronların tarım-gıda endüstrisindeki kilit rolünü net bir şekilde ortaya koyuyor. Araştırma, dronların özellikle insani lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde, ayrıca kentsel lojistikte son mil teslimatlarının optimize edilmesinde önemli bir avantaj sağladığını gösteriyor. Ancak, güvenlik ve tüketici davranışları gibi alanlarda daha fazla araştırma yapılması gerektiği de vurgulanıyor. Dron teknolojisinin tarım-gıda endüstrisindeki bu yükselişi, taşımacılık ve tedarik zinciri süreçlerinin nasıl dönüştürülebileceği ve optimize edilebileceği konusunda önemli ipuçları sunuyor.
Tarım-Gıda Tedarik Zincirinde Yapay Zeka Araştırması
Tarım-gıda tedarik zincirinde yapay zekanın (AI) etkisi incelendi. Yapılan araştırmalar, AI teknolojilerinin kullanımının tedarik zincirinde atıkları azaltma ve maliyetleri minimum düzeye indirme konusunda büyük potansiyele sahip olduğunu ortaya koydu. Ancak, bu olumlu gelişmenin önünde yapay zeka benimseme engelleri gibi bazı zorluklar da bulunuyor. Çalışma, tarım-gıda sektöründe yapay zekanın getirdiği fırsatları ve bu fırsatların karşısında çıkabilecek engelleri vurgulayarak, bu alandaki potansiyelin tam olarak nasıl değerlendirilebileceği konusunda ipuçları sunuyor.
Robotik Hizmet Sağlayan Mobil Masalar
Kaliforniya merkezli gıda robotik girişimi Bear Robotics, 2017 yılında eski bir Google yazılım mühendisi olan ve restoran işletmeciliğine geçen John Ha tarafından kurulmuştur. John Ha’nın restoran işletmenin zorluklarını bizzat deneyimlemesi, ona hizmet robotları geliştirme konusunda ilham kaynağı olmuştur. Tam otomasyon konusunda temkinli davranan girişim, restoranlar ve diğer yerler için yapay zeka destekli, siparişleri A noktasından B noktasına taşıyan, robot garsonlardan ziyade mobil masalara benzeyen hizmet robotları üretmektedir. Bear Robotics, yakın zamanda LG Electronics liderliğinde gerçekleşen 60 milyon dolarlık C serisi finansman turunu başarıyla tamamladığını duyurdu. LG Electronics artık akıllı telefonlarla bilinen bir isim olmayabilir ancak bu yatırımı robot gibi cihazlarda büyük bir gelecek gördüğünü göstermektedir.
Avustralya’da Bağışlanan Yiyecekler İçin Özel Bir Gıda Güvenliği Düzenlemesi Gerekiyor
Food Policy dergisinde yapılan çalışmada araştırmacılara göre, Avustralya’da bağışlanan yiyecekler için özel bir gıda güvenliği düzenlemesine ihtiyaç olduğu görüldü. Gıda güvenliği standartlarına dayalı kriterler geliştirilmiş ve 1,217 bağışlanan yiyecek ürünü üzerinde uygulanmıştır. Her ürün güvenli, uygun olmayan, potansiyel olarak güvensiz veya insan tüketimi için güvensiz olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Bağışlanan yaklaşık 85.000 kilogram yiyeceğin neredeyse %96’sı uygun olarak kategorize edilmiş ve %4’ü tüketilmeye uygun olmayan, potansiyel olarak güvensiz veya güvensiz olarak sınıflandırılmıştır. Bilim insanları, mikrobiyal kontaminasyon gibi tüm risklerin görsel değerlendirmelerle tespit edilemeyeceğini belirterek, tehlikeli gıdaların oranının daha yüksek olabileceğini ifade ettiler.
Plastiksiz Hijyen: Gıda Atıklarından Çözüm Üreten Araştırma
Araştırmacılar, gıda ve tarım endüstrilerinin atıklarını kullanarak sürdürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir bebek bezleri ve hijyenik pedlerin üretiminde yeni bir yol buldular. Bu yeni malzemeler, plastik içeren ürünlerin yerini alabilir ve doğaya zarar vermeden atılabilir veya gübre olarak kullanılabilir. Protein bazlı malzemelerin suya veya toprağa maruz kaldıktan sonra birkaç hafta içinde biyolojik olarak parçalandığını ve yeni bir dairesel ekonomi modeli oluşturabileceğini belirtiyorlar. Araştırma, Amerikan Kimya Derneği’nin bahar toplantısında sunulacak ve bu alternatif malzemelerin potansiyelini vurgulayacak.
Z-Stres: Fonksiyonel Gıdalarla Stres Yönetiminde Yeni Bir Dönem
Stresi azaltmak için fonksiyonel gıdaların potansiyeli giderek daha fazla dikkat çekiyor. Z kuşağı gibi modern yaşamın getirdiği yoğun stresle mücadele eden tüketiciler için, bu gıdaların sağladığı rahatlama önemli bir trend haline gelmiştir. İsrail merkezli kişiselleştirilmiş beslenme şirketi myAir, yapay zeka kullanarak bireylerin stres seviyelerini düşürecek en uygun yiyecekleri belirliyor ve bu alanda önemli bir adım atıyor. Adaptojenler gibi stres azaltıcı özelliklere sahip bitkisel bileşenler içeren fonksiyonel gıdalar ve fonksiyonel içecekler sunan şirketler, stres yönetiminde doğal bir yaklaşım sunarak dikkat çekiyorlar. Bu gelişmeler, stresi azaltmanın yanı sıra, bağırsak sağlığı ve zihinsel refah arasındaki bağlantıyı da vurgulayarak, tüketicilere daha kapsamlı bir sağlık çözümü sunuyorlar.